25 Kasım 2024 Pazartesi
izmir, Manisa, Aydın ve Söke Ticaret Borsaları, son dönemde ülkemizin en stratejik tarım ürünlerinin başında gelen pamuk piyasalarında yaşanan gelişmeler hakkında ortak bir açıklama yaptı.
Açıklamada, on binlerce üretici ailesinin geçimini sağladığı pamuğun aynı zamanda 30 milyar dolar ihracat geliri elde ettiğimiz tekstil ve konfeksiyon sanayimizin de hammaddesi konumunda olduğuna değinilerek pamuk üretiminin ülke ekonomisi için hayati önem taşıdığına vurgu yapıldı.
Borsaların ortak açıklamasında şu önemli tespitler yer aldı:
Ülkemizde pamuk ekim alanları küresel piyasalardaki fiyat hareketleri ve ülkemizdeki diğer tarım ürünleri piyasalarında yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak 2000’li yılların başından itibaren azalmaya başlamıştır... 2009 yılında pamuk ekim alanları ülkemizde 420 bin hektar, Ege Bölgesinde de 81 bin hektar ile tarihinin dip seviyelerini görmüştür.
Ekim alanlarındaki bu düşüş, kısmen pamuk fiyatlarındaki çıkış ivmesi, diğer tarım ürünleri piyasalarındaki gelişmeler ve destekleme primindeki artışın da etkisi ile 2009 yılından sonra yükselişe geçmiştir. 2018 yılında Ege Bölgesi’nde 100 bin hektara, ülkemiz genelinde de 519 bin hektara yükselen pamuk ekim alanlarının 2019 yılında toplam 590 bin hektar seviyelerine ulaştığı tahmin edilmektedir.
Süreç içerisinde tarla verimliliğindeki artışın da olumlu etkisi ile mahlıç pamuk üretimimiz 2018 yılında tüm sektörün ortak görüşü olan en az bir milyon ton hedefine yaklaşmıştır. Bu yıl ise hava şartlarında olağanüstü bir değişiklik olmaması halinde bir milyon ton sınırı da aşılarak ilk defa ülke olarak kendi tüketimimizin yüzde 75 ini karşılayabilir duruma geleceğiz.
Ancak yaşanan bazı gelişmeler pamuk üretiminde son yıllarda ulaşılan olumlu trendi tehdit etmektedir.
2019 yılı pamuk ekimleri Nisan ayı gibi yapılmıştır. Kütlü pamuk üretim maliyetinin gübre, ilaç, akaryakıt, tohum fiyatlarındaki artışa paralel olarak bir önceki yıla göre yüzde 40 seviyelerinde arttığı tahmin edilmektedir. Enflasyon oranının iki katından fazla artan maliyetlerin yanı sıra pamuk üretimini olumsuz etkileyecek diğer gelişmeler ve sektörün taleplerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
· Üretimi yönlendirmesi açısından verilecek prim desteğinin pamuk ekiminden önce açıklanması son birkaç yıldır uygulanmış ve bu durumun olumlu etkisi görülmüştü. Ancak 2019 pamuk ekimleri tamamlanmasına ve hasat yaklaşmasına rağmen prim miktarı henüz açıklanmamıştır. 2019 yılı ürünü için verilecek prim miktarı bir an önce açıklanmalıdır. Ayrıca, 2019 yılı ürünü ile birlikte primin daha önce de uygulandığı gibi bir sonraki sezon ekim döneminde (Mart-Nisan) ödenmesi uygulamasına başlanmalıdır.
· ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşı küresel piyasalarda pamuk fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Uluslararası borsalarda pamuk fiyatları son dönemde önemli oranda gerilemiştir. Vadeli piyasalardaki 2019 Aralık fiyatları dikkate alındığında, üreticimizin pamuğunu geçen yılki ortalama 3,60 lira olan kütlü pamuk fiyatının altında bir fiyatla satma riski bulunmaktadır. Maliyetlerdeki artış da düşünüldüğünde üreticimizin bu yıl pamuk üretiminden çok büyük zarar etmesi söz konusu olacaktır. Bu nedenle pamuk için verilecek prim miktarları belirlenirken bu gelişmeler özellikle dikkate alınmalı ve prim miktarı kiloda en az 1,25 lira olmalıdır.
· Yerli üretim ve çiftçimiz teşvik edilmeli ve nihai olarak pamuk üretiminde sürdürülebilirlik bir an önce sağlanmalıdır. Bu amaçla; tekstil sektörüne ithal edilen pamuğun belirli bir oranında yerli pamuk kullanım zorunluluğu getirilmeli ve bu oran işletmelerin ölçeği ve kapasite kullanım oranları dikkate alınarak belirlenmelidir.
· Bitkisel üretim desteklemeleri kapsamında; 2018 yılından itibaren aynı parsele arka arkaya üç kez pamuk ekilmesi durumunda üçüncü ekime destekleme ödemesi yapılmayacağı açıklanmıştır. Bu durumda 2018 ve 2019 yılında pamuk ekilen alanlara münavebe yapmadan 2020 yılında da pamuk eken üreticilerimiz desteklemelerden faydalanamayacaktır. Bu durumun önlenmesi için pamuk üreticilerimizin 2019 pamuk hasadı ile 2020 yılı pamuk ekimi arasındaki dönemde bir yem bitkisi veya başka bir ürün ekmesi önerilmektedir. Ancak bazı pamuk alanlarımız yapısı gereği (tuzluluk vs.) buna imkân vermemektedir. Bu durumda desteklemeden faydalanamayacak üreticilerimizin 2020 yılında tamamen pamuk üretimini bırakması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle üç yıl üst üste pamuk ekilmesi durumunda destekleme ödemesinden faydalanmama kararı bazı ekim bölgeleri için toprakların yapısı dikkate alınarak tekrar gözden geçirilmelidir.
Borsalar öncelikle bu dört konuda acil önlem alınmasının pamuk üretimimizin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığına dikkat çektikleri açıklamada, “En az bir milyon ton pamuk üretimi tekstil ve konfeksiyon sanayimizin uluslararası rekabet gücü için zorunludur. Aksi takdirde bu dev sektör hammadde açısından tamamen dışa bağımlı olacak ve önemli riskler ile karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca ülkemizin pamuk ithalatındaki faturası iki milyar dolarların üstüne çıkacaktır. Üstelik bu fatura pamuğun ülkemizde üretilmesi durumunda elde edilecek çiğit ve türev ürünlerde düşünüldüğünde üç milyar dolara yaklaşacaktır. Pamuk üretimindeki olası bir düşüş pahalı yatırımlarla alınan makine parklarının (hasat makinesi vb.) atıl kalmasına da neden olacaktır. Bu nedenle başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere yetkili tüm kurumlarımızın acil önlemler almasını sektör adına talep ediyoruz” şeklinde görüş bildirdiler.